Pazar, Eylül 21, 2008

elvis, marilyn ve çakıl :)



çakıl oyuncak müzesinde


dün öğleden sonra bağdat caddesine giderken yolda oyuncak müzesi tabelalarını görüp peşlerine takıldık

anneme :)



serap ablam demiş ki, "Çakıl annene ne çok benziyorsun"
annemin yüzündeki ifadeyi görmeliydiniz :)
ben daha 3 aylıkken ebru demişti ki "bu kız ayşen'in renklisi" o zaman da aynı ifade vardı annemin yüzünde
o günden bugüne başka diyen olmadı :( aslında annem de pek benzetmiyor bizi.
ama nasıl bir duyguysa hoşuna gidiyor işte :)
bu iki fotoyu bu yazıyı tescillemek maksadıyla yayınlıyoruz :)))

beyoğlunda gezersin





litera'nın ses duvarı benim limitimi aşınca çıkıp beyoğlu sokaklarında dolaştık biraz.

iyi ki doğdun Ecee


Cuma günü Ece'nin doğumgünüydü.
Artık ben geleyim diye mi gelmeyeyim diye mi biliyorum kutlama yapmak için Beyoğlu Litera'yı seçmişler.
Annem hemen olmaz biz gelemeyiz dedi, kızlar ısrar etti, çok ısrar etti
babam araştırmacı kişilik mekanı aradı, sigara içiliyor mu, müziğin yüksekliği nedir, masalar sıkışık mıdır, rezervasyon kenar masalarda mı ortalarda mıdır hepsini sorup soruşturdu
sonuçta heyet canlı müzik başlayana kadar bir kaç saatliğine uğrayabileceğimize karar verdi.
İyi ki gitmişim yahu, bir manzara bir keyif bir hürmet bir izzet ikram bayıldım :)))
ufaktan sızıyorum gece hayatına çaktırmayın :)

Cuma, Eylül 19, 2008

dünyanın şahidi


Dünyaya şahit olmanın yolu ise maceranın kendisinden başka bir şey değildi. Yaşanılanlar, görülenler ve öğrenilenler ne kadar acı olursa olsun, macera insanoğlu içi büyük bir nimetti. Çünkü dünyadaki en büyük mutluluk, bu Dünya'nın şahidi olmaktı.
(Puslu Kıtalar Atlası, İhsan Oktay Anar)

şarlo selamı


banyodan sonra - uykudan önce


bu ikisinin arasındaki zamana dayanamıyorum
banyodan çıkıp kurulanıp hazırlanıp yatana kadar uykudan bayılıyorum bazen
acaba küvette mi uyusam ?

acayip haller


Salı, Eylül 16, 2008

yeşil :)


sorunuzun cevabı :)

oturuş duruş




size oturuş duruş öğreteyim :)))

sonbahar yürüyüşü


sonbaharda büyümüş olmak çok iyi
çünkü ben geçen sonbahar hep kucakta ya da pusetteyim
oysa bu sene çamurlara basmak, her tarafıma suları bulaştırmak
yerdeki kestane topurlarını top sanıp gol atmaya çalışmak
hafif çişeyle ıslanmış yerlerde vırt zırt kayıp düşmek gibi özgürlüklerim var :)

minik kedicik :)


bu pazar Kemerburgaz'da hafif bir sonbahar havası vardı
hatta kısa süreli bir yağmur bile yağdı
önce çisil çisil sonra biraz daha hızlı ...
herkes kaçıştı, mekanda ne kadar insan varsa bahçeden içeri girdi
biz şemsiyemizin altında dışarda oturduk
hatta annemle ben şemsiyenin altından kaçıp biraz da ıslandık
bu minik kedi bile yağmurun ilk damlasıyla ortadan kayboldu
bir tek ben kaldım bahçede minik kedileri temsilen :)

tavla beni tavla


ben babamı tavladım :)

Perşembe, Eylül 11, 2008

Pazartesi, Eylül 08, 2008

çok yönlü sanatçı



yoksa siz sadece piyano çalabildiğimi mi sanıyorsunuz ?

nehir

buruşuk muşuk :)


suda ne kadar çok kaldığımın kanıtı :)

bana da garip geldi :)


önceleri bana da çok garip geldi, ama sonra bir alıştım ki sormayın 2 saat sudan çıkmadım

cin hamamı :)


şap şap yapıcam, havuz cup diye tutturdum
annem tek başına bana havuz hazırlamayacağı için çareyi banyo küvetimi balkona çıkarmakta buldu.
Meşhur Fin hamamı'nın bizim evdeki versiyonu "cin hamamı" :))

Çarşamba, Eylül 03, 2008

napıyo dante :)


aslında bu yazının başlığı "kimse geliyor" da olabilirdi :) neden illa ki "biri geliyor" denir ki, "kimse geliyor" da denilebilir pekala.

LinkWithin

Blog Widget by LinkWithin