Salı, Ekim 26, 2010

mickey mouse kafalı :)




yeni takıntım bu mickey mouse kulakları :)

bir masal bir doğumgünü

babamın doğum gününde biz annemle aldığımız hediyeleri kitap odasına saklanıp babamdan gizli paketledik, ama bana bu halleri bile yeterince süslü gelmedi.
ben de paketleri kendi yöntemlerimle yeniden süsledim, sizce de çok hoş olmuş değil mi?
bu fikri ve tekniğimi martha stewart'a satarım artık :)

sonra tek tek babamın hediyelerini verdim, her bir hediye için bir kez öptüm.

bence aldığımız en güzel hediye Nazım Hikmet'in "sevdalı bulut" masal kitabıydı.
Çünkü benim babam masal çok sever, ben seçtim bu kitabı.
bakın fotoğrafta da gördüğünüz gibi o kadar sevdi ki hemen okumaya başladı :)

dönme dolap

herkesin çocukluğunu süsleyen dönme dolap sevdası beni de içine aldı
ömrümde ilk kez yalnız bindim, gökyüzünde tek başına!
biraz endişeli biraz heyecanlı ama çok mutluydum...

Cuma, Ekim 22, 2010

"haaa sen onu diyorsun" söyle..

Çakıl: Anne hani bi kere bize gelmişti ya kimdi o
Anne: kim geldi kızım
Çakıl: hani bi de kız vardı ya hani begüme benziyordu
Anne: dün mü? Musti'yi mi diyorsun?
Çakıl: hayır ama hani böyle şöyle böyle yapıyordu ya
Anne: kim kızım hatırlamadım
Çakıl: Ama hatırlaaaa
Anne: kimi hatırlayayım okula mı geldi biri onu mu diyorsun
Çakıl: yok hani böyle saçını örmüştü ya
Anne: hiç hatırlamıyorum
Çakıl: hani böyle kırmızı çorabı vardı
Anne: hatırlayamadım çakıl kimden bahsediyorsun
Çakıl: off anne hatırlamadım söyleme haaaaa söyle
Anne: haaaa mı?
Çakıl: "haaaa sen onu diyorsun" söyle :)))
(demek hep böyle hatırlıyorum ben )

Çarşamba, Ekim 20, 2010

iyi ki doğdun babacımmm

vur kafasına



bugün çarşamba,
haftanın tam ortası
bi şeyler canını sıkıyorsa "vurkafasına" ... :)

Salı, Ekim 19, 2010

kurabiye'm



şahane kurabiyeler yaptım,
hepsini ben yaptım
muhteşem şekillerinden anlaşılıyor değil mi? :)

Perşembe, Ekim 14, 2010

niye?


Çakıl'cım, bırak o bardağı canım.
Niye?
Düşersen kırılır diye.
Niye?
Çünkü cam ve sen birlikte koşuyorsunuz.
Niye?
Bilmiyorum canım neden, koşmayın diyorum ben de zaten
Niye?
Koşarken düşersin diye, bardak da düşer diye
Bardak niye düşer?
Sen düştüğünde o kendi kendine havada kalamaz da ondan
Niye?
Yerçekimi olduğu için
Niye?
....................
..........
.......

Salı, Ekim 12, 2010

büyüyemeyen klozet!

bu sabah 08.00

Çakıl: anne bu kızoletin boyu uzuyor mu?
Anne: hayır kızım o bir cisim, cisimlerin boyu uzamaz
Çakıl: neden?
Anne: onlar yaşamıyorlar
Çakıl: peki büyüyünce boyu uzayacak mı?
Anne: Çakıl'cım klozet büyümeyecekki, sadece insanlar hayvanlar ve bitkiler büyür.
Çakıl: Anne, kızolet gözü olmadığı için mi büyüyemeyecek
(canlıları gözü olanlar ve olmayanlar diye ayırıyor, gözü olmayanın canlı olduğuna pek ikna olamıyor)
Anne: Canım, bak sadece klozet değil ki, elindeki tarağa bak, pijamana bak, terliğine bak onlar büyüyemezki sadece canlılar büyür
Çakıl: ama üzülüyorum ben kızolet de büyüsün, uyursa büyür biraz di mi? biz uyuyunca kızolet de uyuyor mu?
Anne: hayır çakılcım, uyumuyor, büyümüyor.
(anne banyodan çıkar, çakıl klozeti seyretmeye devam eder. Büyük bir heyecan ve çığlıkla koşarak yatak odasına gelir)

Çakıl: Annneee, kızoletin gözünü buldum bak gözünü buldum (kapağın vidalarını gösterir) bak gözleri var yaşasın artık kızolet de büyüyebilecek.
Anne: tamam Çakıl'cım, seneye okula yazdırırız artık klozeti....

adalar, masallar ...

masal kitaplarını pek sevmiyorum, coğrafya daha eğlenceli geliyor.
annemin gezgeç'liği bulaştı herhalde bana da.
kitabın bir yerinde babamın uydurduğunu fark edersem çok kızıyorum!
adalar isimleri hikayeleri çok eğlenceli geliyor

ve her kitap okumanın muhtemel sonu bu fotoğraftaki gibi yamulmak oluyor :))

Pazartesi, Ekim 11, 2010

orman yürüyüşü








cumartesi günü yağmur sonrası gezintimizden kareler ..

Cuma, Ekim 08, 2010

bir tavukla rekabet !


Çakıl'a okuldan ödev vermişler, "seni ne mutlu eder bu akşam düşün, yarın okulda bize söyle" demişler. Ödevi bana da yolladılar, Çakıl'ın böyle bir ödevi var bilginiz olsun diye.
Dün akşam konuya ilişkin dialoglarımız;

Anne: Çakıl'cım seni ne mutlu eder?
Çakıl: Tavuk!
Anne: Tavuk mu? dalga geçme yahu, bu önemli bi şey senin ödevinmiş. Tavuk yemek mi demek istedin?
Çakıl: Hayır normal tavuk
Baba: Nesi mutlu ediyor seni tavuğun?
Çakıl: Böyle kafasını seviyorum, kanatlarını seviyorum, bir de bana bakışını çok seviyorum ..

Biraz zaman geçer, ebeveynler pes etmez. Çakıl müzik dinleyip dans etmektedir.
Baba: Çakıl'cım şu anda mutlu musun?
Çakıl: Evet
Baba: Demek ki seni müzik dinlemek dans etmek de mutlu ediyor
Çakıl: evet çok mutlu ediyor
Baba: Başka neler olabilir düşünelim
Çakıl: Kapının ding dong yapması da beni mutlu ediyor, siz geliyorsunuz mutlu oluyorum
Anne: Hah evet işte bunlar önemli büyük mutluluklar, ooh. Başka?
Çakıl: Çikolatalı kek mesela, kucaklaşmak, bi de büyük yatakta beraber uyumak. Bunlar var
Anne: Evet bak bunları düşün, seni neler mutlu ediyor bulabilirsin böylece, düşün sen gece yine, başka şeyler de bulursun eminim.

Gece geçer sabah olur, Çakıl alışıldığı üzere 06.00 sularında kalkar, büyük yatakta annenin koynuna girip sabah oynaşmalarına başlar, göbekler pubplanır gülüşülür, eğlenilir-mutlu olunur- kıkırdaşılır

Anne: Çakıl'cım düşündün mü bugün okulda ne cevap vereceğini, seni ne mutlu eder, düşünüp karar verdin mi?
Çakıl: Evet Tavuk! hepsini düşündüm en çok tavuk mutlu ediyor beni, bana bakışını çoook seviyorum ....

:)))))))))))

Çarşamba, Ekim 06, 2010

burun çok mühim!

Bu sabah 06.15;
Çakıl: Annneee, burnumu göremiyorum
Anne: göremezsin Çakıl bu normal, ancak aynada görebilirsin
Çakıl: (biraz sinirlenerek)ama sen benim burnumu görüyorsun ben senin burnunu görüyorum ben kendimin burnunu göremiyorum!
Anne: Çakıl'cım, aynaya bakalım ister misin beraber, ya da ben sana burnunu anlatayım
Çakıl: Hayır!
Anne: Bak sen dokunarak parmaklarınla burnunu görebilirsin aslında
Çakıl: Kendimin gözümle kendimin burnunu görmek istiyorum, peki büyüyünce görebilecek miyim?
Anne: Hayır Çakıl'cım, büyüyünce de göremezsin, ben de kendi burnumu göremiyorum, insanlar burunlarını doğrudan göremezler
Çakıl: İnsan olmak istemiyorum, burnumu istiyorum :(

Salı, Ekim 05, 2010

helenistik saç örgülü çakıl


bu ara saçlara meraklıyım;
bade gibi iki tane olsun anneee...
büüle aykasından kıvyılsın ama şurda duuysun anneee...
choona gibi yap annee...
pyenses gibi olsun annee...

Pazartesi, Ekim 04, 2010

kesmesinler!



giderken ağaçları mumlarla süsleyeceğimizi sanıyordum
dört kırmızı mum iliştirdim çantama
gidince anladım ki ağaçları süslemekten daha önemliymiş görevim.
Sonra bir abi konuştu, "ağaçları kesiyorlar, başladılar bile" dedi.
ben de "kesmesinler" dedim yüksek sesle, herkes bana baktı utandım sonra
ama kesmesinler, lütfenn..

bir çikolatalı kek yapmışım, parmaklarınızı yersiniz!


bu çikolatalı kek işleri konsantrasyon istiyor,
unu böyle parmağınla havalandırıp tutam tutam atacaksın içine,
ne kadar özenirsen o kadar güzel oluyor, ben mesela her bir şeker zerresini 3'er dakika karıştırdım eritmek için :)
sonuç enfesssti....

LinkWithin

Blog Widget by LinkWithin