Cuma, Ağustos 29, 2008

kendim çektim bu fotoyu


belki size garip gelecek ama ben kendim çektim bu fotoğrafımı
kolumdan anlaşılıyor biraz, annemle fotoğraf makinesini çekiştirirken basıverdim deklanşöre..
çok da güzel oldu, sanırım gelecek vaad ediyorum :)

gel git


siz de denize girerken zorlanır mısınız?

bana ilk başta çok zor geliyor, su ayağıma ilk değdiğinde minik çığlıklar atıp geri kaçıyorum

sonra merakla tekrar yaklaşıyorum, deniz biraz daha geliyor ben gene kaçıyorum
deniz bana ben denize alışana kadar epey bir gel git yapıyoruz

börekler açayım sana


deniz insanı acıktırıyor

teyzem saolsun börekler açmıştı bize, oooh mis gibi yedik...

epey açıldım


baktım su güzel, şöyle biraz açılayım dedim, kendime göre çok derinlerde yüzdüm :)

çakıl buraya eller havaya :)


kumda dayanışma




ılgazla beraber çok güzel oynadık

yeniden plajlarda

yaşasın,
yeniden plajlardayım :)

Perşembe, Ağustos 28, 2008

saklambaç


bakınız çakıl hanım nereye saklanmış
bulabilene aşkolsun :))
arada kafasını kaldırıp tilki gibi etrafı kolaçan etmesi de ayrıca komik:)

Pazartesi, Ağustos 25, 2008

balık


ama annem sizlere bu asık suratlı fotoğrafımla veda etmeme izin vermez :)
bu yüzden kronolojiyi bozmamak için bu balık bakışlı fotoğrafımla veda ediyorum

fena halde kızdım

ortam çok gürültülüydü ve ben çok yorgundum.
bir ara ciddi ciddi kızdım artık :(


davet




bandırma'dan döndük, hızlıca hazırlanıp tekrar çorlu'ya düğüne gittik.


yoruldum


aynı gün hem yüzme, hem yürüyüş sporunu bir arada yapınca yoruldum tabii :)

mini mini köprücük


bu da bandırma sahilinde ki meşhur (değilse bile bu yazıdan sonra meşhur olacak olan) mini boğaz köprüsü...

yerlerde ışıklar


akşam bandırma sahilinde yürüyüş yaptık, sahilin yeni hali hakikaten çok neşeli.

yerlerde bile rengarenk ışıklar var,

her birine tek tek basmaya çalıştım

deniz kızı


nehirin denize kavuştuğu yer

kreasyonum




çay içmeye diye evden çıkıp, ördek ve köpeklerin peşinden suya girmeye kalkarsam böyle kıyafetlerimle cuplarım, yapacak bir şey yok.

Annem benim kaç yaşımda olduğumu unuttu sanırım, kumsalda romantik bir yürüyüş yapacağımı sandı ama ben suyu sevince, olduğum yere oturuverdim :)

fazlasıyla alıştım


baktım ayak ıslandı, parmak pislendi demekle olmayacak, saldım gitti :)

yalnız oturuşuma kalkışıma dikkat ederseniz, kibarlığımdan ve zerafetimden bir şey kaybetmedim.
yani ne bileyim öyle lönk! diye suya dalmalar filan hiç bana göre değil, kenarda kırıtmayı tercih ederim :)))

ayak ıslandı


"göbek ıslandı"dan sonra ikinci su esprim de bu oldu: ayak ıslandı :)
denizin kenarında dalgalar ayağıma gelince bu sefer de "ayak ıslandı, pislendi" diye tutturdum

ördek suda, köpek suda, ya ben?

sonra düşündüm biraz



ördek suda, köpek suda

Çakıl neden karada?

nerde ördek

tatlısu'da yüzenler


Cumartesi günü dedem bizi tatlısuya götürdü, ben denizde yüzen bu köpeği görünce annemler beni dante de gelmiş diye kandırmaya çalıştı

ama ben onlara sürekli ve ısrarla kafamı iki yana sallayarak "ıı ıhh, başka köpek, başka köpek" dedim

kalk gidelim


Babaannem, dedem ve büyükannemin her birini ayrı ayrı şenlendirdim.
Tam anlamıyla "kafama göre" takıldım :))

bandırma


biz bu hafta sonu Bandırma'daydık.
Başlıyorum anlatmaya

Cuma, Ağustos 22, 2008

yeşil elma


hani annemin bahsettigi bahcedeki elmalar vardı ya

hıımm nefis :)

Perşembe, Ağustos 21, 2008

hayat sevgiyle başlar


Her an gülümse herkese
Dünyaya arkadaşlık ver.
Dostça “merhaba” de
Her gittiğin yerde.
Hayat dostlukla başlar,
Hayat umutla başlar,
Hayat sevgiyle başlar

Salı, Ağustos 19, 2008

turuncu


anneanne,
o çok beğendiğin ve turuncusunu almadık diye üzüldüğün etek vardı ya,
nasıl olmuş heheheh :)

güldürü


özetle biz bu hafta sonu epey güldük eğlendik, umarım sizin haftasonunuz da güzel geçmiştir.

diş fırçalarken ritim tutmak


diş fırçalamayı çok seviyorum
ama tek başına yapınca çok sıkıcı...

zaten ben bu sakız çiğnerken araba kullanamayan ya da koşarken telefonla konuşamayanları hiç anlamıyorum
bakın ben dişimi fırçlaraken bir yandan ritim tutabiliyorum, biraz elim alışsın bir yandan diş fırçalayıp bir yandan beste yaparken bir gözümle de çizgi film izleyeceğim

börülce



pazar börülce günüydü :)))

öncelikle şunu söyleyeyim;

bu tabakta gördüğünüz size sıradan üç beş tane gibi görünen börülceler bizzat tarafımızca yetiştirilmiş olup, koparılmaya kıyılamadığı için dalında kurumuş ve tohuma kaçmıştır :)

pazar annem onları toplayıp ayıklamak üzere bana verdi, her birini tek tek ayıkladım
yetmedi, kabuklarını ufaladım
kesmedi, sehpanın aralıklarından aşağı düşürmeye çalıştım, iteledim, bazılarını düşürdüm, tekrar topladım
kayıp var mı diye tekrar sayım yaptım, en son tabağıyla birlikte buzdolabına koydum, sakladım :)

öğlen uykusu


kahvaltı biraz uzayınca öğlen uykusu saatim geçti
dönüşte arabada öyle baygın ve huysuz bir uykuya geçtim ki eve gelince üzerimin değiştirilmesine bile izin vermedim.

yatağıma kavuşunca ayıcığımı kolumun altına alıp deriiin ve kısa (uykum yol dahil toplam 40 dakika sürdü) bir uykuya geçtim :)

görüş alanı


bir süre sonra gene masanın üstünde oturmak kaydıyla, babamdan ayrılıp biraz da arkadaşlara takıldım.
Ama babamın görüş alanından ( göz hapsi de denilebilir) hiç çıkmadım :)

herkes yerde ben gökte


herkes sandalyeye oturdu ben masanın üstüne :)

acayip incelemeler yaptım, tek tek şeker granüllerini inceledim
o kaptan o kaba aktar dönder yaptım, peçeteleri pinçik pinçik doğradım
babam da bunların hepsine "yardım ve yataklık" etti ...

emirgan'da


cumartesi sabah emirgan'a kahvaltıya gittik

Perşembe, Ağustos 14, 2008

1 tutam saç 11 örük :)




annem bir tutam saçımdan 11 örük yaptı :)
evde "saç örgülü zıplak ceylan" olarak hoplayıp zıplayarak gezindim durdum.

Pazar, Ağustos 10, 2008

şimdilik kaçma vakti


kendine sakladıklarını zamanla yitirirsin oysa verdiklerin her zaman senindir.
AYAL MUTHE

okura not:
- pek söylemiyorum biliyorum , burada benimle olduğunuz için çok mutluyum-
saat 00.36 itibariyle ben bir yandan postları yayınlarken sitede online 17 kullanıcı olduğunu görmekten duyduğum mutluluğu da belirtmesem olmaz-

renklerce ... dönence





biraz daha havuz keyfi


bugün tek başıma da olsa biraz daha havuz keyfi yaptım

kelebek


bu blogun yazarı "şimdilik" annem olduğuna göre aralara şiirler, şarkılar, bir şeyler serpiştirmese olmaz.
buyrun işte;
ben kollarımı kelebekler gibi açıp rüzgarla dans edeyim
siz de bu şarkıyı dinleyin;

Indian Summer - Benjamin Gibbard

ne diyeyim


yani anne
uykudan kalkmışım
huysuzum
şak şak şak hala fotoğraf çekiyorsun
ne demeli sana bilmem ki

sıçratma kursu


ama sonra artık rakibesinin zayıflığından sıkıldığından mıdır, beni hayata hazırlamak istediğinden midir bilmiyorum, bana ciddi ciddi su sıçratma kursu verdi.
tam bir öğretmendi.
önce tek tek elleri tutup suya bırakmak suretiyle "şapada" yaptırdı
sonra hayatın karşımıza ne çıkaracağı belli olmayacağı için ellerim yetmezse diye tek tek ayaklarımı çalıştırdı
artık her biriyle ayrı ayrı su sıçratabiliyorum
bir nevi "şappada" sertifikası sahibiyim diyebilirim.
zira hocamın bu konuda ne denli işinin ehli biri olduğunu bir önceki slide gösteriminde görmüş olmalısınız :)

şapada şupada sular hep bana


ılgaz beni şapada şupada ıslattı :)

ılgaz'la ben - ediyle büdü :)

beraber ..


ve solo



eğlence başlasıııın :)

kararsız


peşpeşe 6 fotonun hangisini koyacağına karar veremeyen annemin çözümü :)

şezlong kuşu


LinkWithin

Blog Widget by LinkWithin