gazete ve dergilerden kestiğimiz gözlerden, saçlardan "toplama teyze" yaptık :)
Cuma, Şubat 26, 2010
Perşembe, Şubat 25, 2010
benim ağzım neden ağlıyor?
dün gece saat 02.50 uyandım, o saatten 06.10'a kadar kesintisiz ağladım huysuzlandım
yer beğenmedim bir o yatakta yattım bir öbüründe
olmadı aşağı inelim diye tutturdum
o da yetmedi çok acıktım diye tutturdum, gece yarısı ateşli ve hasta yatan annemin tepesinde annemle babamın yatağında babamla ekmek pikniği yaptık, kırıntıları annemin saçlarına döküp onu çileden çıkardık,
sonra susadım
sonra çişim geldi
sonra sıcakladım
sonra üşüdüm
sonra sebep bulamadım ama ağladım
o kadar çok ağladım ki artık yokuş aşağı saldım kendimi durduramadım
sonra babam ağlamamı yasakladı, ben de susmak istiyordum
ama kendimi durduramıyordum, işte tam o anda annemle babamın artık cinifrit olduğu son dönemeçte;
"anne benim ağzım neden ağlıyor?" dedim, ben ağlamak istemiyorum ama hıçkırıklarım ve ağzım durmuyor :)
Pazartesi, Şubat 22, 2010
Pazar, Şubat 21, 2010
bağa gel bostana gel :)
Çarşamba, Şubat 17, 2010
Küçük Prens ve tilkisi
Küçük Prens ve tilkisi:
“İnsanlar,” dedi tilki, “tüfeklerle dolaşırlar ve avlanırlar. Tam bir baş belasıdırlar. Bir de tavuk yetiştirirler. Tüm işleri bundan ibarettir. Sen de mi tavuk arıyorsun?”
“Hayır, ben arkadaş arıyorum. Ama ‘evcil’ ne demek?”
“Bu pek sık unutulan bir şeydir. ‘Bağ kurmak’ anlamına gelir.”
“Bağ kurmak mı?”
“Evet. Örneğin, sen benim için sadece küçük bir çocuksun. Diğer küçük çocuklardan hiçbir farkın yok benim için. Sana ihtiyacım da yok. Aynı şekilde, ben de senin için dünyadaki yüz binlerce tilkiden biriyim sadece. Bana ihtiyaç duymuyorsun. Ama beni evcilleştirirsen eğer, birbirimize ihtiyacımız olacak Sen benim için tek ve eşsiz olacaksın, ben de senin için.”
“Anlamaya başlıyorum” dedi küçük prens. “Bir çiçek var. Sanırım o beni evcilleştirdi.”
“Olabilir. Dünyada her şey mümkündür.” dedi tilki...
“İnsanlar,” dedi tilki, “tüfeklerle dolaşırlar ve avlanırlar. Tam bir baş belasıdırlar. Bir de tavuk yetiştirirler. Tüm işleri bundan ibarettir. Sen de mi tavuk arıyorsun?”
“Hayır, ben arkadaş arıyorum. Ama ‘evcil’ ne demek?”
“Bu pek sık unutulan bir şeydir. ‘Bağ kurmak’ anlamına gelir.”
“Bağ kurmak mı?”
“Evet. Örneğin, sen benim için sadece küçük bir çocuksun. Diğer küçük çocuklardan hiçbir farkın yok benim için. Sana ihtiyacım da yok. Aynı şekilde, ben de senin için dünyadaki yüz binlerce tilkiden biriyim sadece. Bana ihtiyaç duymuyorsun. Ama beni evcilleştirirsen eğer, birbirimize ihtiyacımız olacak Sen benim için tek ve eşsiz olacaksın, ben de senin için.”
“Anlamaya başlıyorum” dedi küçük prens. “Bir çiçek var. Sanırım o beni evcilleştirdi.”
“Olabilir. Dünyada her şey mümkündür.” dedi tilki...
Cumartesi, Şubat 13, 2010
Perşembe, Şubat 11, 2010
Pazar, Şubat 07, 2010
Pazartesi, Şubat 01, 2010
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)