Anneler günü öncesi Çakıl'ın bale gösterisi vardı.
Önceki gece 03.00 gibi bizim yatağımıza geldi, "ben okula gitmeyeceğim" dedi.
gösteri nedeniyle fazlasıyla huzursuz ve endişeliydi.
Sabaha kadar döndü durdu, sürekli mızırdandı.
Hani mühim bir duruşma ya da sunum/toplantı öncesi insan uyuyamaz ya sabaha kadar, kızım da gösterinin stresinden uyuyamadı.
Ertesi gün oldu, gösteri başladı.
Çakıl sahnede resmen parlıyordu, başrol olduğunu duymuştum
Bale işini gerçek anlamda kıvırmış, hocası teknik sınıfa almak istediğini, tam konservatuarlık bir öğrenci olduğunu söyledi
gösteri büyüleyici şekilde devam ediyordu.
Tam ortalarında; Çakıl kendini havaya yükseltip iki bacağını iki yana dümdüz açtı.
Ve çorabının bacakarası içten iki diz kapağına kadar boydan boya yırtıldı!!!
Çakıl dondu, gözleri bana kilitlendi.
O gözler kocaman oldu, japon çizgi film çocuklarının gözleri gibi büyüdü, büyüdü, doldu.
Ne yapacağımı şaşırdım, böyle çaresizlik olmaz.
Kızım gözümün önünde sahnede bitti, utançtan tükendi.
O ana kadar başı dimdik gururla gösterisini yapan çocuk gitti yerine omuzları düşmüş, dudağı sarkmış resmen tükenmiş biri geldi.
Zaten deli gibi stres olmuştu, bu olacak şey mi neden şimdi.
üçüncü gösteride olsun beşincide olsun ilk gösteride olması haksızlık değil mi?
yanaklarından süzülen gözyaşlarına rağmen kendini bırakmadı gösteriyi tamamladı,
ama o andan sonrasını izlemek ölümdü benim için.
hiç bir şey yapamadım
onca insanın önünde kızımın kendini bu denli küçük düşmüş hissetmesini engelleyecek hiç bir şey yapamazdım.
gösteri bitti, herkes alkışlandı çakıl en son selama çıktı
tabi alkış kıyamet.
kulise gitti.
Arkalarından kulise gittim, kapıyı açtım
Çakıl kulisin en sonundan "annee çorabım yırtıldııı" diye koşarak boynuma sarıldı,
bana kapandı ağladı ağladı ağladı ...
sonra öğretmeni geldi.
Çakıl'a yaptığının muhteşem olduğunu, kocaman insanların bile utanıp kulise kaçtıklarını, onun gösteriyi bırakmamasının çok gurur duyması gereken bi şey olduğunu anlattı.
Modu değişti, biraz önceki utanç hikayesi bir anlamda kahramanlık hikayesine dönüştü.
babasını aradı; "biliyor musun çorabım yırtıldı ama ben kaçmadım korkmadım arkadaşlarımı ortada bırakmadım gösteriye devam ettim" dedi
içim rahatladı, uzun uzun konuştuk
ona bi dolu güzel şey söyledim, çakılın da keyfi yerine geldi.
herkese gösteriyi anlatıyor çorabının nasıl yırtıldığını ama onun nasıl devam ettiğini ballandıra ballandıra anlatıp duruyordu.
Ertesi sabah gözümü açtığımda yatağımın kenarındaydı,
fısıltıyla;
"ama anne külodum göründü" dedi...