çakıl: dante bak denis, dante yüsmez tamam mı yüsmez
anne: kızım dante isterse yüzebilir ama
çakıl: veyi kold veyi koold
anne: sen bir dal at suya yüzüp onu getirsin olur mu?
çakıl: olurmaz :)
bu diyalogtan hemen sonra dante culp culp yüzdü :) ben sahilden "soğuuk" diye bağırmaya, "dante gel buraya" demeye devam ettim, hiç söz dinlemedi ama :(
Bu anıt, Eski Mısır eseri. Eski Mısır’dan çıkarılarak dünyanın çeşitli kentlerine dikilitaşlar götürüldüğü olmuş. İstanbul’daki dikilitaş ilk olarak MÖ 1547 yıllarında Firavun III. Tutmosis adına Yunanlıların Heliopolis adını verdiği Annu kentinde dikilmiş. Üzerinde Hiyeroglif yazısı ile Tutmosis'in zaferleri yazılmış.
nasıl eminönüne kadar gelip sultanahmeti gezmeden dönülmezse, sultanahmete gelince de "tarihi sultanahmet köftecisi"nde köfteleri lüpletmeden dönülmez.
Fotoğrafta solda sizin görmediğiniz alandaki garsonlara el sallarken görünüyorum :)
etrafı güzelce gezdim, konaklama alternatiflerini araştırdım, oldukça küçük ahşap evler var isimleri de çok garip mesela bu arkamda gördüğünüz "kokorot" kulindağ'daki evlerin en küçüğü.. biz kendimize biraz daha büyük olan "eznevit"i seçtik