Cuma, Mayıs 13, 2011

öksürene dondurma, üşüyene buz, yanana biber, ayarsızgiller....

bu akşam canımız hiç eve girmek istemedi.
başbaşa romantik bir akşam geçirelim dedik annemle
önce kanlıcaya gittik, denizin kenarındaki banklarda oturduk sohbet ettik
denizin nasıl kıpır kıpır olduğunu sordum anneme
bir de geçen her geminin adını
bir de sudaki köpükleri neden avucumuzda tutamadığımızı
sonra teknesini kıyıya yanaştıran bir amca geldi yanımıza,
bana ipi uzattı "tut bakalım bağlayacağız artık tekneyi" dedi. "ben tutamam ama çekemem" dedim
annemle tuttuk ipi, meğer balıkçı amcanın başka arkadaşları varmış kıyıda 
onlar da yardım ettiler
balıkçı amca; "düğümler atıldıktan sonra yaklaşır düğümün kulağına sabaha kadar kıpırdama olur mu? deriz, bu işin en önemli kısmı budur bunu sen yap" dedi
ben de düğüme eğilip "düğümcüm, sabaha kadar kıpırdama lütfen" dedim,
böylece en önemli işi ben yapmış oldum. :)
sonra çubuklu'ya gittik annemle, annem bana dondurma söz vermişti.
garson mırın kırın etti, "hanfendi çocuk öksürüyor kek filan versek" dedi.
ben "kek istemem dondurmaaa istiyorum" dedim, annem "söz vermiştim ben getirin lütfen" dedi
garson iyice gıcık oldu ikimize de.
bir de ılık süt istedi annem dondurmanın üstüne içeyim diye, neyseki bu hoşuna gitti garsonun bu sayede kızgınlığı geçmiş olacak ki, gelip fotoğrafımızı çekti :))

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Blog Widget by LinkWithin